Tarihe Ferahlatan Bir Yolculuk: Kolonya

Tarihe Ferahlatan Bir Yolculuk: Kolonya

Sanki en başından beri kültürümüzün bir parçasıymışçasına sevip benimsediğimiz kolonya, tam yeni nesillerce parfümlerinin kokusunu bastırdığı ve pek o kadar da güzel kokmadığı için reddedilmeye, misafirliklerde daha az ikram edilmeye başlanmıştı ki COVİD – 19 pandemisi ile çantamıza, cebimize, arabamıza, portmantolarımıza, kısaca hayatımıza eski ihtişamından bile parlak bir giriş yaptı. Öyle ki yıllardır unutulmuş pompalı kolonya damacanaları yeniden tezgahlarda yerini aldı, eskiden Beyoğlu’na kolonya doldurmaya giden ahali gibi boş şişelerini kapan kolonyacılara koştu, akıllara çocukluğumuzda okul önlerinde üçgen prizma şeklinde plastik ambalaj içinde satılan rengarenk kolonyalar düştü.

 Bizden biri gibi sevdiğimiz bu alkollü esansın adı aslında Köln suyu (Köllnisch Wasser) kelimesinden gelmektedir. Jül Sezar’ın m.ö. 58 yılında Eburonları mağlup etmesinin ardından Eburonlar’ın bulunuğu bölgeye yerleştirilen Ubii kabilesinin bu bölgeye kök salmasından sonra imparator Claudius’un bu bölgede doğmuş olan karısı Julia Agrippina’nın talebiyle bölgeye adı verilmiştir: Colonia Claudia Ara Agrippinensium, kısaca Colognia, nam-ı diğer Cologne, yani işte şu bizim kolonya.

Tabii bu dönem ne imparatorun karısı Julia Agrippina ne de Köln halkı tüm dünyada Eau de Cologne olarak anılacak bu esansın adının doğuşuna şahitlik ettiğini bilmiyordu. Yıl 1708’e geldiğinde İtalyan parfüm üreticisi Giovanni Maria Farina yeni yerleşim yeri Köln onuruna ismine Eau de Cologne dediği yeni esansını erkek kardeşine “Bana İtalyan baharı sabahlarını, dağ nergislerini ve yağmur sonrası portakal çiçeklerini hatırlatan bir koku buldum.” diye müjdelemiş, bir küçük şişesi bir devlet memurunun yıllık maaşının yarısına bedel olan bu yeni koku neredeyse Avrupa’daki tüm hanedan ailelerine ulaşmıştı. 14. yüzyılda Macar Kraliçesi Elizabeth için alkolün içinde çözünen koku olarak üretilen parfümün formülünü geliştirerek kendi formülünü bulduğu söylenilen Giovanni Maria Farina’nın 8. kuşak torunları 1709 yılında kurulan fabrikada hala Farina’nın bir sır olarak saklanan orijinal formülü ile kolonya üretmektedir.

 

Farina Kolonya Şişesi

 

Ancak bu çok sevdiğimiz, misafirperverliğimizin ve temizlik anlayışımızın nişanesi olan kokunun topraklarımıza gelişi 19. yüzyılı bulmuştur. II. Abdülhamit dönemine denk gelen bu yıllarda ilk ıtriyatçımız olan Ahmet Faruki tarafından üretilmeye başlanmış ve ürettiği kolonyalar kendisine pek çok uluslararası ödül kazandırmıştır. Daha sonra bugün hala kullandığımız Eyüp Sabri Tuncer, Selin, Rebul gibi yerli kolonya markalarımız ortaya çıkmıştır.

Bugüne geldiğimizde eski yeni onlarca marka ve klasik limon kokusundan incire, incirden mavi ladine, çama, mimozaya, çimene, tütüne onlarca farklı kokusu ile rafları dolduran kolonya misafirlere güven, zarflı virüslere korku salarak gönlümüzün tahtındaki yerini korumaktadır.

İrem Pamuk

Yazmaya olan ilgisini tarih, müzik, sanat ve edebiyat sevgisi ile birleştiren hukukçu.