
Damızlık Kızın Öyküsü
Yazar: Margaret Atwood
Çeviren: Özcan Kabakçıoğlu, Sevinç Altınçekiç
384 sayfa. Doğan Kitap’tan çıkmış.
Atwood bu eserinde aslında bir gelecek portresi çiziyor. Küresel ısınma, teknolojik gelişmelerle birlikte artan radyasyon, yaşanan savaşlar gibi pek çok etkenden doğurganlığın azaldığı dünyadaki yaşanabilecek farklı senaryolardan yalnızca biri.
Doğurganlığın azaldığı gelecekte, Amerikada terörist dinci bir grup darbe yapar. Ve Amerika’nın yönetim biçimi artık askeri teokrasi olur.Kadının meta olmaya zorlandığı bu sistemde, İncil dahi tüm kitap ve dergileri toplatırlar. Ve İncil’i yalnızca yüksek rütbeli komutanlar kendi çıkarlarına göre evlerinde kendilerine tahsis edilen damızlık kızlar, hizmetkarlar ve eşlerine okurlar. Bunun dışında okumak yasaktır. Kadınların çalışma, mal ve para sahibi olma, gezme ve giyinme özgürlüklerini yasalar çıkararak ellerinden alırlar.Kadınlar statülerine göre kırmızı, yeşil, mavi ve siyah kıyafetler giymek zorundalar. Damızlık kızlar kırmızı, hizmet sektöründe çalışanlar yeşil, eşler mavi, ve damızlık kızları eğiten “Teyzeler” (ki bunlar aslında bana rahibeleri anımsattı) siyah giyerler.Kadınların birbiri ile iletişime geçmesi yasaktır.Erkekler arası sınıf farklılığı da yok değil. Damızlık kızlar, komutanlar ve eşlerinin yer aldığı, tamamen cinsel dürtülerden ve çıplaklıktan arındırılmış, damızlık kızların yumurtlama günlerinde yapılan ve adına seremoni denilen üçlü birleşme ise kitaptaki en sinir bozucu unsur diyebilirim.Kitabı okumayanlar için spoiler vermek istemediğimden daha fazla içerikten bahsetmiyorum.
Atwood’un deyimiyle bir feminist distopya bu kitap.
Okurken yer yer beni depresifleştirip, karakterin yerine kendimi koyduğumda saç baş yoldursa da, harika bir edebi eser. Korkutucu yanı ise 1985 yılında yazılan bu kitabın yakın gelecekte gerçek olabilme ihtimali.
Kitabı okuduktan sonra da BluTV’de yer alan dizisi “The Handmaid’s Tale”i izleyebilirsiniz. Ben yeni başladım. Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.