
Sabahattin Ali – Kürk Mantolu Madonna
Kitap ilk önce 1943 yılında bölümler halinde büyük hikaye adında gazetelerde yayımlanmıştır. Hatta bazı kaynaklarda kitabın bir roman değil de uzun hikaye olarak adlandırıldığına da rastlayabilirsiniz bu tarz iddialarda var. Kitaptan bir cümle ile genel anlamda bahsetmek gerekirse eğer şöyle diyelim; bir anlatıcımız bulunmakta, bu Raif Efendi adında bir karakterle tanışıyor ve bir gün onun siyah kaplı defterinden hayatını okuyor ve bizlere de kitapta yansıtıyor.
Raif edendi oldukça içine kapanık sessiz sakin bir insan. Bir gün babasının isteği üzerine sabunculuk işi için Berlin’e gidiyor ama sabun işinden daha çok sanata yakın bir kişilik, müzelere gidiyor ve bir gün gittiği müzede bir portreye rastlıyor. Bu porteyi görmek için her gün o müzeye gidiyor, bu portre ise Maria Pulder isimli bir kişinin eseri. Bir gün Maria Pulder de onun yanında oturuyor tanışıyorlar ve büyük bir aşk yaşıyorlar fakat bir gün Raif Efendi’nin babasının vefatıyla birlikte Raif edendi Türkiye’ye dönüyor. Ardından tekrar Berlin’e gidiyor ama Maria Pulder’i tekrar bulamıyor. Üstünden biraz zaman geçiyor Raif Efendi evleniyor çocukları oluyor ama hala kendini ve Maria Pulder’i suçluyor içinde yaşayan aşkı bir türlü bitmiyor. Tam 10 sene sonra Maria’nın bir akrabasıyla tren istasyonunda karşılaşıyor sohbet ediyorlar ve kadın Maria Pulder’in 10 sene önce öldüğünü söylüyor. Bunları söyleyen akrabasının yanındaki küçük kız trene binerken Raif Efendi aslında o kızın kendi kızı olduğunu fark ediyor ama bir tek kelime dahi söyleyemeden kız trene binip gidiyor. Sonrasında da anlatıcının bütün bunları bize anlattığı işte bu gizli defteri yazıyor.
Kitabın konusunu ne zaman araştırsanız “aşk romanı” sözcüğünü okursunuz ama asla öyle değil. Hatta bir kişisel gelişim kitabı dahi kabul edilebilir düzeyde olduğunu düşünüyorum. Yine şaşırmadığım bir Sabattin Ali kitabıydı karakterlerin doğallığı bizden oluşu çok güzeldi. Aşk teması altında psikoloji, sosyoloji, kendini tanıma gibi üstü kapalı anlatımları da var. Kitabı okurken kalemi elimden hiç bırakmadım desem yeridir, o kadar alıntı çizdim o kadar altıntı çizdim ki anlatamam ama zaten kitap kült bir eser olduğu için alıntı paylaşmaya gerek duymuyorum.
Bu kitap adına söyleyebileceklerim bu kadardı, sağlıkla ve kitaplarla kalın.