
Yaratılış İkonografisi
GİRİŞ
İkonografi, sanat eserlerinin biçimleri karşısında konuları veya anlamlarıyla ilgilenen sanat tarihinin bir kolu (Panofsky, 1939, 25) ve dini içerikli sanat eserlerinde tasvir edilen dinsel olay ve kişi ile ilgili biçimsel düzenleri inceleyen bilimsel alandır. İkonografi, Grekçe iki sözcüğün birleşiminden oluşmaktadır. Eikon (imge) ve graphia (yazım); kökünden gelen anlama dayanarak: ‘’imge yazma’’ veya ‘’imge oluşturma’’ olarak da düşünülebilir. Ancak bahsedilen konu sanat tarihi olunca, ikonografiyi yöntem haline getiren Erwin Panofsky’ nin (1892-1968) deyişiyle ‘’ sanat yapıtlarında betimlenen olay, kişi, düzen ve kalıpları inceleyen bilimsel disiplin’’ de diyebiliriz.
Sanat eserini sadece biçim olarak değerlendirmek onu açıklamaya yetmez. Şüphesiz ki sanat eserinin bir biçimi vardır, bununla birlikte ne anlattığı ve de içeriği vardır. Böylelikle sanat eserinin ruhunun da anlaşılması gerekmektedir. Panofsky’ nin geliştirdiği ve günümüz sanat tarihinin temelini oluşturan üç inceleme evresi vardır. Aşamalara göre eserler şu şekilde incelenmektedir: ‘’ ön-ikonografik tanımlama’’, ‘’ikonografik çözümleme’’, ‘’ikonolojik yorum’’. Bu incelemeleri kısaca tanımlamak gerekirse; ilki, nesneleri en yalın biçimde tanımak ve sanat yapıtını renk, hacim, çizgi oluşumunu nesne veya olay olarak tanımaktır. İkincisi ise; sanat eserinde biçimlerle, konu ve kavramlar arasında bağ kurup sonrasında imgeleri çözerek öyküyü saptamaktır. Üçüncü aşama ise; değerlendirmektir. Bu aşamada değerlendirmeyi yaparken sanat eserinin geçtiği dönemi, kültürel şartları, kültür ortamının sanat yapıtına katkısını ve sanatçının karakterinin de incelemesi gerekir. Özetle anlamı sezdirmelerden ayırarak eseri doğal hale getirmek sonra bireysel veya kolektif anlamlandırma aşamasını incelemek. Sonucunda da anlatmak istediğine dönüştürmektir. Bu incelemelere bakarken mutlaka doğru kaynakların bulunması gerektiğini göz önünde bulundurmak gerekir. Gombrich ‘in de dediğini eklersek; ‘’ikonolojik araştırmanın bütün kaderinin, bizim neyi arayacağımız konusundaki önsel kanımıza bağlı olmasıdır.’’ (E.H Gombrich, Symbolic Images)
Bu anlam teorisine dayanarak İslamiyet, Yahudilik ve Hristiyanlık ikonografisinde Hz. Adem’in yaratılış ve cennetten kovulma hikayesinin kutsal metinlerine ve yansıdığı sanat eserlerine ve anlatım biçimlerine bakalım.
TEVRAT ve KUTSAL KİTAP SAHNELERİ
Yaratılış
Tevrat’ın giriş bölümünde altı günde gerçekleşen yaratılış öyküsüne yer verilmiştir. (Tekvin 1,2) Birinci günde aydınlık ve karanlığın birbirinden ayrılması gece ve gündüzün yaratılması, ikinci gün, suların arasında bir kubbenin (gök) açılması, üçüncü günde yer ve suların birbirinden ayrılması, dördüncü günde güneş, ay ve yıldızların yaratılması, beşinci günde kuşların ve balıkların yaratılması, altıncı günde ise hayvanların ve ilk insanların Âdem ile Havva’ nın yaratılmasıyla son bulur. Yaratım bittikten sonra Tanrı ‘’Çoğalın! Eksilmesin bereketiniz!’’ diyerek tümünü mübarek kılmıştır. Evrenin ve dünyanın yaratılışı, vitray resimlerinde, Gotik kiliselerin kabartmalarında ve 12. Yüzyıl kitap resimlerinde kullanılmıştır. Ayrıca yaratılışın günlere ayrılarak gösterilmesini Venedik San Marco Kilisesi’nin ‘’ Yaratılış Kubbesi’’ mozaiklerinde görebiliriz.
Kaynakça (Metin ve alıntılar: Kitabı Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit, Batı Sanatında İkonografi- Uşun Tükel, Serap Yüzgüller)
Yaratılış, Anonim, 11. yüzyıl S. Marco Venedik
Tintoretto – Hayvanların Yaratılışı
Âdemin Yaratılışı
Altıncı gün, ‘’ Ve Allah dedi; Suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım ve denizin balıklarına ve göklerin kuşlarına ve sığırlara ve bütün yeryüzüne ve yerde sürünen her şeye hâkim olsun.’’ Ve Allah insanı kendi suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.’’ (Tekvin 1:26-27). ‘’ Ve Rab Allah yerin toprağından adamı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşaya can oldu’’ (Tekvin 2:7)
Tanrı’nın Âdem’in burun deliklerine nefes üfleyişi, eliyle dokunarak yaşam vermesi, yaratılış eserlerinde gösterilmiştir. Michelangelo’nun Sistine Şapeli fresklerindeki yaratılış eserinde (1508-12) 11 meleğin tuttuğu Tanrı, yerde uzanmakta olan Âdem’e parmağıyla can vermektedir. Cansız bir görünümde olan Âdem ise bakışlarını Tanrı’ya çevirmiş, vereceği yaşam nefesini beklemektedir. Bu dinamik Tanrı karşısındaki cansız ve dingin görünüm esere dramatize bir etki vermiştir. Aynı zamanda Hıristiyanlık öğretilerince Âdem İsa’nın ön-belirimi olarak kabul görür.
Michelangelo – İnsanın Yaratılışı
Cennetten Kovuluş
‘’ Ve Rab Allah adama seslenip ona dedi: Neredesin? Ve o dedi: Senin sesini bahçede işittim ve korktum çünkü ben çıplaktım ve gizlendim. Ve dedi: Çıplak olduğunu sana kim bildirdi? Ondan yeme, diye emrettiğim ağaçtan yedin mi? Ve adam dedi: Yanıma verdiğin kadın o ağaçtan bana verdi ve yedim. Ve Rab Allah, kadına dedi: Bu yaptığın nedir? Ve kadın dedi: Yılan beni aldattı ve yedim’’ (Tekvin 3:9-13). ‘’ Ve Âdem’e dedi: Karının sözünü dinlediğin için toprak senin yüzünden lanetli oldu; ömrünün bütün günlerinde zahmetle ondan yiyeceksin ve sana diken ve çalı bitirecek ve kır otunu yiyeceksin; toprağa dönünceye kadar, alnının teri ile ekmek yiyeceksin; çünkü ondan alındın çünkü topraksın ve toprağa döneceksin’’ (Tekvin 3:17-19)
Tanrı, ağacın meyvesi elmayı yemeyi yasaklamıştır, bunu bildiği halde Âdem Havva’nın sözünü dinler ve elmayı yer. Bu sebeple elma, ilk günahı ve insanın çöküşünü anlatır. Aynı zamanda Havva’yı ve dişi güzelliği de temsil eder. Bu konunun tasvir edildiği eserlerde ağaç ve ona sarılı ihanetin sembolü yılan eserlerin vazgeçilmez sembolüdür. Masaccio ‘nun freski, Âdem ve Havva’nın yüzlerindeki ıstırap ifadesiyle eşsiz eserlerdendir.
Romanesk Ressamlar Âdem ve Havva’nın Cennetten Kovuluşu 1440, Saint-Plancard
Benjamin West– Cennetten kovuluş
Batı’da tarih boyunca Âdem ile Havva’nın yaratılış hikayesi ve cennetten kovulmaları; ihanet, günah, cinsellik konuları üzerinde önemli bir yer edinmiştir. Âdem ile Havva’nın cennetten kovulduktan sonraki mücadeleleri de insanlığın yaşam boyu içinde olduğu mücadelenin örneğidir. Bu hikâye ile kilise, kendi ideal insan modelini insanlık üzerine yansıtmıştır. Âdem, Havva ve İsa’nın mücadele yöntemlerini, Eski Ahit’te yer alan Yaratılış ayetleriyle insanlığa iletmeye çalışmıştır. Hristiyan misyonerlerin, Hristiyanlığı yaymaya çalışırken; bu hikayeler karşılaştıkları farklı dinlerle ve pagan inançla mücadele etmelerine ve onların mitlerini Hristiyanlaştırmaya yardımcı olmuştur.
İSLAM COĞRAFYASINA VE KURAN-I KERİM’E AİT YARATILIŞ İKONOGRAFSİ
Âdem’in Yaratılışı ve Meleklerin Secdesi
Kuran’ı Kerim’de; Tevrat ve İncil’de olduğu gibi yaratılışın çeşitli anlatımları ayetlerde görülmektedir. En ayrıntılı ayetlerden bahsetmek gerekirse; Araf, Mümin ve Secde sureleridir. Mümin suresinin 12.ayetinde, “Ant olsun biz insanı çamurdan bir, özden yarattık.” Şeklinde anlatılmıştır.
Araf suresinin 27.ayetinde ise, “Sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere Adem’e secde edin dedik. Hepsi secde ettiler yalnız iblis etmedi. O secde edenlerden olmadı.” şeklinde anlatılmıştır. Kur’an-ı Kerim’e göre ilk insan, Âdem’in yaratıldığı madde, çeşitli aşamalar sonrasında oluşmuştur: Önce toprak, çamur, yapışkan, cıvık çamur, çamurdan süzülmüş öz, kurumuş̧ çamur ve biçim verilmiş̧ çamur. Bu süreçte su önemli bir katkıdır. Bütün yaratma ve biçimlendirme Tanrı tarafından yapılmıştır. Azrail’in yeryüzünden getirdiği toprak 40 yıl bekletildikten sonra ruh üfürüldüğü vakit ete dönüşür. (And, 1998, 91).
İslamiyet’te resim ya da tasvir, başta tevhit ilkesinin gözetilmesi olmak üzere, bazı sebeplerden dolayı sakınılarak mesafeli durulduğu için resim, bir “minyatür sanatı” olarak ortaya çıkmış̧ ve bağlı olduğu ölçü̈ ve kurallar çerçevesinde bir gelişme göstermiştir (Koç̧, 2009: 183). Metin And ’ın değerlendirmesine göre;
“Tasvir yasağı peygamberli dinlerin oluşumundan sonra ortaya çıkmıştır. Figürsel resme karşı muhalefetin gerçekleşmesi, İslamiyet öncesi şekillerin sembolleştirilerek tapılmasından kaynaklanmaktadır. Aslında Kuran ‘da, figürsel resme karşı bir ayet yoktur. İslamiyet’te Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam dini ileri gelenlerinin, Hz. Muhammed’in deyişlerini ve hadislerini toplamaları ve bunlara kendi yorumlarını eklemeleri sonucunda, resme karşı tepki oluşmuştur. Bu korku nedeniyle resim çizimi ve heykel yapımı yasaklanmıştır. Bu yasaklama Tanrı korkusu ile birleşerek, devlet idaresinde ve tüm konularda olduğu gibi resimde de din baskı unsuru olmuştur.” (Saraç̧, 2011, 172)
Âdem ile Havva 13.yüzyıl Menafi el-Hayvan
Cennetten Kovulma
Âdem ve Havva’nın örtünme, cennetten kovulma olayı Kur’an-ı Kerim’de Araf suresi 22.ayette, “Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü̈. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar.” şeklinde ifade edilmektedir.
Akademik kaynaklar, Âdem ve Havva’nın tasvir edildiği sahnelerin genelde, Şeytan’ın, Adem’e secde etmeyi reddetmesi, Âdem ve eşinin cennetten çıkarılışı gibi iki ana ikonografik şema, altında topladığını göstermiştir (Brosh, 1991: 27).
Âdem ve Havva’nın cennetten kovuluşunu anlatan resimler arasında Kalender Paşa’nın, 1614-16 yılları arasında Sultan I. Ahmet’e hazırladığı “Falname” adlı eserindeki minyatür bunların en önemlilerindendir. Topkapı’da olan bu minyatürde cenneti temsil eden rengârenk çiçeklerin olduğu zeminde, başlarındaki alevden halelerle ki cennetten çıkarılmalarına rağmen hala kutsallıklarının sürmesi tasvir edilen Âdem ve Havva, el ele tutuşur vaziyette ayakta tasvir edilmiştir. İncir yapraklarıyla örtülü mahrem yerleri dışında gövdelerinin diğer uzuvları çıplak halde tasvir edilmiştir. Havva’nın, sol elinde buğday başakları tuttuğu görülmektedir.
Kalender Paşa, Âdem ve Havva’nın Cennetten Kovuluşu, Topkapı Müzesi, İstanbul, Türkiye, 1614-16.
Arka planda İslam coğrafyasına ait mukarnes başlıklı sütunlar görülür. Kemerli yapının yan tarafında ise şaşkın bakışlı bekleyen bir melek ve tavus kuşu tasvir edilmiş, kapının önündeki yılanın varlığı da dikkat çekmektedir.
Fuzuli’nin kaleme aldığı Hadîkatu s-Süedâ yazmasına ait minyatürlerden birinde cennetin kapısının önünde, cennetten çıkarılışı anlatan bu tasvirde, ayakta durmakta olan Âdem ile Havva’nın yine el ele tutuştukları görülür. Âdem’in ten rengi Havva’ya göre daha koyu bir renkte, Âdem, sağ elini havaya kaldırmış̧, sağa doğru başını eğmiş̧, Havva ise karşıya bakarak kapıya doğru ilerlemekte, cennet köşkü̈ kapısının önünde hareket halindelerdir. Her ikisi başlarındaki haleler ile özgün bir yüz ifadesi şekilde görülmektedir, kanatları bezenmiş̧ üç̧ melek sağda boydan görünüyor, arka tarafta ağaçlar ve ağaçların üzerinde iki renkli kuş görülmektedir. Yan taraflarında meleklerden oluşan bir topluluğun beklediği çifti, arkadaki köşkün pencere ve balkonundan üç meleğin daha şaşkınlıkla seyretmekte olduğu görülmektedir. Âdem’in ayakucundaki tavus kuşu ile ön tarafında bekler vaziyetteki yılan her zamanki mevcudiyetlerini korumaktadır. Yılanın sol tarafında ise siyah yüzlü̈ ve siyah giysiler içindeki şeytanın bağdaş̧ kurarak oturmakta olduğu görülmektedir. Bir başka Hadîkatu ‘s-Süedâ nüshasında (Brosh, 1991:90)
Âdem ve Havva’nın Cennetten Kovulması, Kalender Paşa Falname 1590-1617
Âdem ile Havva’nın Yasak Meyveyi Yemeleri, Al-Birunî, 11.yy, Kitab El-Asaru ’l-Bakiya.
SONUÇ
Tasvirin yasak olarak düşünüldüğü İslam coğrafyasının yanında Batı dünyasında Yahudi ve Hristiyanlar, sanatı dinin içine yerleştirmiş ve bu yolla kutsal kitaplarını daha kolay öğrenme fırsatı edinmişlerdir. Karslılaştırmalı ikonografide benzerlikler gözükse de Batılı sanatçıların eserlerindeki gelişmişlik ve temayı ele alışlarındaki vurgu dikkat çekmektedir. Özellikle Hristiyanların, kutsal kitap kabul ettikleri Tevrat ve İncil’i kaynak kullanmaları sanatçıların yaptıkları resimler için temel alınmıştır. Buna karşılık İslam coğrafyasında tasvir yasağı sebebiyle kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’in kaynaklığında dini konuların resmedilmesine izin verilmiş, ancak belli dönemlerde minyatür resim geleneği ile İslam inancı çerçevesinde resmedilmiş̧ eserler olduğu da bilinmektedir.
Kaynakça
AND, M. Minyatürlerle Osmanlı İslam Mitologyası İstanbul, YKY
AND, M. Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür İstanbul, YKY
CÖMERT, B Mitoloji ve İkonografi
Brosh, Naama, Rachel Milstein. Biblical Stories in Islamic Painting. Jerusalem: The Israel Museum, 1991.
Kitabı Mukaddes. Eski ve Yeni Ahit. İstanbul: Kitab-ı Mukaddes Şirketi, 2015
Koç̧, Turan. İslam Estetiği. İstanbul: İslam Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2008.
PANOFSKY, E. Meaning The Visual Art, New York Doubleday
PANOFSKY, E. İkonografi ve İkonoloji: Rönesans Sanatının İncelenmesine Giriş. Alfa Yayınları
TÜKEL U., YÜZGÜLLER S. Batı Sanatında İkonografi Hayalperest Yayınlar