
Epiktetos
Epiktetos, sahici gerçekçi, etkileyici ve sarsıcı bir cümlenin yüzlerce ciltlik bir külliyattan bile etkili olabileceğinin ispatı olabilecek kadar kuvvetli cümleler kurabilen stoacı bir filozoftur. Bilindiği kadarıyla Epiktetos hiçbir şey yazmadı fakat ondan kalan derin cümleler ve hayata yön verebilecek nitelikteki güçlü fikirler öğrencisi Arrianus tarafından yazıya döküldü. Arrianus bu durumu "ondan duyduğum her şeyi kendi hayatımda da kullanarak sözcüğü sözcüğüne muhafaza etmek üzere yazıya döktüm" diye ifade etmiştir.
İsminin anlamı Yunanca’da "köle,satılmış adam" şeklinde olup köle olarak yaşamını sürdüren ve filozof kişiliği sayesinde kölelikten azad edilmiş bir yoksuldur Epiktetos. Zalim bir efendisi vardır onun. İnsanları hor görmeyi seven, onlarla ve zaaflarıyla eğlenmekten haz duyan bir efendinin buyruğunda köle olarak zor bir yaşam sürer. Topal bir köle iken, efendisi onun bu topal bacağını yamultarak eğlenmeyi sever. Efendisi bir gün bu durumu abartır ve Epiktetos’un bacağını kıracak noktaya getirir ve sonunda Epiktetos’un bacağı kırılır. Fakat Epiktetos bacağının kırılmasına karşı tepkisizdir. Efendisi ise bu tepkisizliğini merak eder ve kölesine bunun nedenini sorar. Epiktetos ise; bağırıp çağırmam bacağımdaki kırığı düzeltmeyecek şeklinde cevap verir. Bu cevaptan etkilenen efendisi kölesine bir miktar para da vererek onu azad eder ve Epiktetos’un felsefe yolculuğu da bu şekilde başlamış olur.
Ömrü işkencelerle, hastalıklı ve sağlıksız bir hayatla geçmiştir onun. En az özgürlük kadar ahlak ve sağduyuya da aşıktır Epiktetos. Ayrıca birçok söyleminde makamın geçiciliğinden, ahlak ve erdemin üstünlüğünden ve tüm stoacı filozoflar gibi ölümün gerçekliğinden ve onun hep akılda tutulması gereken bir olgu olduğu fikrinden dem vurmuştur. Epiktetos derin ve vakur bir ahlaki anlayışa sahip olduğu için "hırsızlık kötü değildir, kötü olan yakalanmaktır" şeklinde özetlenebilecek Epicurien anlayışına da şiddetle karşı çıkar ve sert eleştiriler yöneltir. Olaylar karşısında öfkelenmeyi, sızlanmayı ve başkalarını suçlamayı ise kesin bir biçimde reddeder. Ve adanmışlık, metanet gibi insani özelliklerin gerekliliğini ‘’ senin bardağın kırıldığı vakit, komşunun bardağı kırıldığındaki kadar sakin olmalısın. ‘’ cümleleriyle ifade eder.
Epiktetos’tan birkaç güzel alıntı ile yazımı sonlandırmadan önce söylemek isterim ki; hayata dair umutlarını yitirenler, geleceğin aydınlığından ziyade geçmişin karanlıklarında boğulanlar, hayal kurmanın güzelliğini ve cezbedici taraflarını unutanlar; unutmayınız ki Epiktetos’un da söylediği gibi ‘’Yarınlar, düşlerinin güzelliğine inananlarındır. ‘’
- Kirli biriyle arkadaşlık eden kişi temiz kalamaz!
- Öğrenilecek en önemli şey şudur: her şey geçer.
- Daha fazlasına sahip olduğunuzda daha mutlu olacağınızı düşünüyor olabilirsiniz ama şunu bilin ki, dünyada bir yerlerde kendini bütün isteklerinden arındırmış biri sizden daha mutlu.
- Eğer kendinizi geliştirmek istiyorsanız başkalarının sizin aptal ya da deli olduğunu düşünmelerine aldırmayacaksınız.
- Nefsiniz bu kişinin tutkuları, acıları, arzuları ve hazlarıyla büzülmeden önce, iyi düşünün. Tutkular nefsin hastalıklarıdır. Bedeniniz gibi nefsiniz de hastalanabilir. Nefsin hastalıkları zayıflıklardır.
- Nasıl saat günün bir parçasıysa ben de öylece bütünün bir parçasıyım. Saat gelir geçer, ben de gelir geçerim. Görevim, elimde olanı yapmak ve üst yanına kulak asmamaktır. Deniz yolculuğuna çıkarken gemiyi, kaptanı ve mevsimi seçerim. Bu benim işimdir. Yolda bir fırtına koparsa asla umursamam. Bu benim işim değildir. Kaptanı seçmek benim elimdedir, fırtınayla uğraşmaksa kaptanın elindedir. Bilgelik, bizim olanı ve olmayanı bilmek ve ona göre davranmaktır.
- Yaşamın acı dolu olaylarından bakışlarınızı kaçırmak yerine, onlara dikkatli ve dürüst bir bakışla bakın ve sık sık onları tefekkür edin. Ölüm, hastalık, kayıplar ve düş kırıklıklarının gerçekliğiyle yüzleşerek, kendinizi yanılsamalardan ve sahte ümitlerden özgürleştirin ve mutsuzluk, haset dolu düşüncelerden sakının.
- Mutluluğa giden tek bir yol vardır, irademiz dışındaki şeyler yüzünden kaygılanmayı bırakmak.